Marmara Üniversitesi Mezunlarından Bir Eğitimci: Selim Parlak
Marmara Üniversitesi mezunlarımız kariyer hayatlarında sektörün çeşitli alanlarındaki başarıları ile kendilerinden söz ettirmeye devam ediyorlar. Eski mezunlarımızdan eğitim danışmanı Selim Parlak, 2002 yılında Teknik Eğitim Fakültesi, Makine/ Enerji Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Şu an Özel Algı Eğitim Kurumları’nın yöneticisi olan Parlak, üniversite döneminde birçok alanda iş deneyimine sahip oldu; bölümü ile ilgili deneyimlediği tüm işlerde ustalarının, müdürlerinin ve patronlarının tutumlarından dolayı mesleğinden uzaklaştığını ifade etti. Öğretmen komşusu sayesinde ilk kez ‘otizm’ ile tanışan Parlak, mezun olduktan sonra yaptığı ilk işin eğitmenlik olduğunu ve halen devam etmekte olduğunu belirtti.
“Makine mühendisi olarak da burada olabilirdim.”
Hem akademik anlamda hem de kişisel gelişim anlamında Marmara Üniversitesi’nin kendisine çok şey kattığını söyleyen eğitimci Selim Parlak, okuduğu bölümde gördüğü pedagojik formasyon derslerinin faydasından bahsetti: “Bölümde öğretmenlik için pedagojik formasyon adı altında verilen derslerin bugünkü işimi yapmamda, anlamamda çok büyük katkısı olduğunu söyleyebilirim. Tamamen makine mühendisi olarak burada oturabilirdim ama bu derslerin bir aileyi anlamaya, okul öncesi öğretmeni statüsünde olan birini anlamaya çok büyük yardımı olduğunu düşünüyorum.”
Halen İstanbul Altınbaş Üniversitesi’nde Marka Yöneticiliği bölümünde yüksek lisansını devam ettiren Parlak, aldığı pedagojik formasyon derslerine katkı sağlaması ve işi ile ilintili olduğunu düşündüğü psikoloji yüksek lisansını İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamlamıştır.
“Bir şirket iyiden mükemmele bir gecede geçemez.”
Mezun olduğu bölümde zihnin sınırlarını zorlayan derslerin olduğunu ifade eden Parlak, bu derslerin kariyerine katkısını şöyle anlattı; “İşletme yazarı Jim Jollins kitabında; “Bir şirket iyiden mükemmele bir gecede geçemez. Bıkıp usanmadan o ağır çarkı aynı yöne itmeye devam etmeli. Ve çark bir kere dönmeye başlarsa dönmeye devam eder” demiş. Konu eğitim olduğunda da tüm bunlar geçerli. Eğitim kurumlarında kalitenin sağlanabilmesinin yöneticilerinin performansları ile yakından ilişkili olduğu yadsınamaz. Eğitim yöneticiliği eğitim sisteminin en önemli unsurlarından biri. Rekabetin çok olduğu, karmaşık bir çağda yaşıyoruz. Çağımız bize dijital olarak birçok avantaj sunarken iş yapılış şekillerinin hızla değişmesini de beraberinde getiriyor.
Harvard Business Review dergisinin Kasım 2017 sayısında ilgimi çokça çeken, bir dosya konusu yer almıştı: Dünyanın en iyi performans gösteren CEO’ları 2017.
https://www.selimparlak.com.tr/yazilar/yonetim-ve-liderlik-becerileri/
Yazıdaki detaylara baktığımızda şirketlerin başındaki kişilerle ilgili sayısal özellikler de dikkatimi çekti.
2017’nin en iyi performans gösteren 100 CEO’su ile ilgili sayılar diyor ki;
- CEO’ların 20’si doğduğu ülkeden farklı bir yerde konumlanmış şirketleri yönetiyor.
- 29’u MBA yapmış.
- CEO olma yaşları ortalama 44.
- 32’sinin mühendislik eğitimi var.
- Sadece 2’si kadın.
- 81’i kurum içinden…
Bu sayıların bize söylediklerinden ilham alarak değişen iş dünyasının dinamikleri içinde nelerin öncelikli olduğuna karar verebilmek, değişimin gerisinde kalmamak ve zamanı iyi yönetmek eğitim merkezi yöneticilerinin olmazsa olmazları bana göre.”
“Aidiyet duygusunu geç de olsa oluşturacağız.”
Bugüne kadar “Marmaralı” olabilmekle ilgili ciddi bir oluşumun olmadığını belirten Parlak, Mezunlar Ofisinin farkındalık sağlaması açısından çok önemli olduğunu söyledi. 17 yıldır sosyal medya hesapları dışında “Marmara mezunu” olmanın etkisini ve kapsayıcı bir yönünü görmediğini ifade eden Parlak, “Ne zaman ki Mezunlar ofisine ziyarete gittik, o zaman bir ışık uyandı; üniversiteli olmak.. Marmaralı olmak.. ofis bize açıkçası bunu sağladı. Bu sebeple bu oluşumun gelişmesine, büyümesine yardımcı olmak için bir Marmaralı olarak her zaman yanımızda olduğunu kaydeden Parlak, aynı zamanda bu oluşumun koordinatörlüğünü üstlenen Bülent Yılmaz Hocam’a çok teşekkür ediyorum, Şu ana kadar okulum ile bir bağım yoktu, fakat Mezunlar ofisi sayesinde bizler, aidiyet duygusunu geç de olsa yavaş yavaş oluşturacağız” dedi.
“Yalnızca diploma için üniversite okunmamalı.”
Yalnızca diploma sahibi olmak için üniversite okunmamasını; öğrencilerin kendisini her açıdan geliştirmesi, dönüştürmesi ve ilerletmesi gerektiğini kaydeden Parlak, “şimdi geri dönüp bakınca üniversitede vaktimi boşa geçirdiğim zamanlar olduğunu görüyorum. Kendi bölümümden yola çıkarak o dönemde birkaç tavsiye vermek isterim. Öğrencilerimiz hocaları ile iletişim halinde olsunlar; gelecekleri ve mezuniyet sonrası için onlardan fikir ve öneri almamalılar. Bölümü ile ilgili bir platforma üye olmalarını ve bu meslektekilerle yakından muhatap olma şansını kaçırmamalılar. Öğrencilerimiz mutlaka staj yapmalılar; yeter ki deneyim kazansınlar, ücret gözetmeksizin çalışmayı kabul etmeliler. Hatta imkanları doğrultusunda yurt dışına da çıkmaları çok iyi olacaktır.”
Bu sayfa Mezunlar Ofisi Koordinatörlüğü tarafından en son 18.10.2019 23:13:06 tarihinde güncellenmiştir.